Turan Mahallesi’nde bulunan 15 Temmuz İlkokulu önünde düzenlenen basın açıklamasına CHP Nazilli ilçe yöneticileri,Eğitim İş Nazilli Şube Başkanı Abdullah İçöz, Eğitim-Sen Nazilli İlçe Başkanı Murat Katırcı,Alevi Kültür Derneği Nazilli Şube Başkanı Halit Civlez, ADD Nazilli Şube yöneticileri, Aydın Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi ve Nazilli Belediyesi Meclis Başkan Vekili Serkan Sevim ve partililer katıldı.
Basın açıklamasında, söz konusu yaz okulunun sadece bir eğitim faaliyeti değil, sistemli bir ideolojik kuşatma olduğu savunularak, uygulamanın laik eğitime karşı açık bir tehdit oluşturduğu belirtildi. CHP İlçe Başkanı Aslı Ökmen, “Bugün burada yalnızca bir okulun önünde değil, bu ülkenin geleceğiyle oynayan karanlık bir düzene karşı durmak için toplandık” ifadelerini kullandı.
“Kamu kaynakları cemaatlere devrediliyor”
Ökmen, Hayrat Vakfı’nın Nur cemaatinin Yazıcı koluna bağlı ideolojik bir yapı olduğuna dikkat çekerek, vakfın yıllardır Milli Eğitim Bakanlığı ile yaptığı protokoller aracılığıyla kamu okullarına girdiğini söyledi. Yaz okulu adı altında Kur’an kursu ve iman dersi gibi uygulamaların laik ve bilimsel eğitime zarar verdiğini vurgulayan Ökmen, “Bu yalnızca bir kurs değildir, bu laikliğin sistematik biçimde tasfiyesidir” dedi.
“Protokollerle eğitim değil, gericilik yayılıyor”
Açıklamada Ensar, TÜGVA ve TÜRGEV örnekleriyle geçmişte yaşanan olaylara da değinildi. Bu yapılarla imzalanan protokollerin çocuk istismarı, kayırmacılık ve kamusal kaynakların suistimali gibi birçok sorunu beraberinde getirdiği hatırlatıldı.
CHP Nazilli İlçe Başkanı, Milli Eğitim Bakanlığı’nı da hedef alarak, “Bugünkü Milli Eğitim Bakanlığı, bir kamu kurumu değil; siyasi iktidarın ideolojik uzantısı haline gelmiştir. Sayın Bakan’a soruyoruz: Eğitimi bilimin ışığında mı, yoksa cübbeli vaizlerin gölgesinde mi inşa ediyorsunuz?” diye konuştu.
“CHP olarak netiz: Devlet okullarında tarikatlara yer yok!”
Ökmen, CHP’nin bu konuda kararlı olduğunu belirterek, “Bir tek çocuğumuz cemaatlerin ellerine terk edilmeyecek. Bir tek okul daha tarikatların arka bahçesi yapılmayacak. Bir tek öğretmen daha bu kuşatmanın gölgesinde yalnız bırakılmayacak” dedi.
Basın açıklamasının sonunda ise tüm yurttaşlara, eğitim emekçilerine ve velilere çağrıda bulunularak, laik ve kamusal eğitimin savunulmasının, Türkiye’nin geleceğini savunmak olduğu vurgulandı.
