Show TV’nin yeni dizisi “Veliaht”ta imzası var
Başrollerini Akın Akınözü ve Serra Arıtürk’ün paylaştığı, yapımcılığını Faro Yapım ve Gold Film’in üstlendiği dizide; Esenler Otogarı’nı kontrol eden güçlü bir ailenin liderinin kendisine veliaht arayışı konu ediliyor. Yönetmen koltuğunda Sinan Öztürk’ün oturduğu yapım, ilk bölümüyle büyük ilgi görerek sezona iddialı bir giriş yaptı.
Nazilli’nin yetiştirdiği değerlerden biri olan Necip Güleçer, hem senarist hem de sanat yönetmeni kimliğiyle televizyon dünyasında önemli projelerde yer alıyor. Daha önce TRT 1’de yayınlanan Türkan Hanımın Konağı dizisinin de senaristliğini üstlenen Güleçer, o dönemde senaryoya zaman zaman Nazilli’ye dair replikler ekleyerek memleketiyle bağını yaşatmaya özen göstermişti.
Necip Güleçer’in rahmetli babası Ekrem Güleçer ve annesi Zehra Hanım, uzun yıllar Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası’nda çalışmış; ailece Nazilli’nin kültürel belleğinde derin izler bırakmıştı.
Sanat camiasındaki yükselişiyle adından söz ettiren Necip Güleçer, yeni projesindeki başarısıyla da memleketine gurur yaşatmaya devam ediyor. Güleçer, çocukluk yıllarından senaristliğe uzanan başarı hikâyesini Nazilli Gündem’e anlattı.
“Her projemde biraz Nazilli mutlaka vardır”
“Ben kendimi içinden çıktığım coğrafyanın koşullarıyla tarif ettim hep. Onun için yazdığım, ürettiğim, tasarladığım her projenin içinde biraz Nazilli, eser miktarda da olsa mutlaka Ege bölgesi vardır. Tevellüt 1978… Hayal meyal de olsa Yukarı Nazilli, Aşağı Nazilli arasında dolmuş olarak kullanılan faytonlara bindiğimi hatırlıyorum. Esnaf isimlerinden mahalle arasında dolaşan seyyar satıcıların sesine… Hasılı çocukluğumu özlüyorum. Öyle bir kent hafızası var bende.”
“Ticaret Lisesi’nden turist rehberliğine, oradan yazarlığa”
“Sümerbank çocuğuyum, üç kardeşin en büyüğüyüm. Ticaret Lisesi mezunuyum, iyi bir muhasebeci olmayı planlarken kendimi Ege Üniversitesi Turist Rehberliği Bölümü’nde buldum. Beni yazmaya ve hikâye kurmaya yönlendirecek asıl kırılma da sanırım böyle başladı. Ortaokul ve lise yıllarımda Türkçe öğretmenlerim Kamil Müezzinoğlu ve Etem Oruç’un tedrisatından geçmek benim için büyük şans oldu. Üniversite döneminde dergilerde öykü ve şiir yazmaya başladım; sanat tarihi, mitoloji, dinler tarihi gibi disiplinlerle tanıştım. Sonrasında Anadolu’yu rehber olarak dolaşmak, bana hem çok okuma hem çok gezme imkânı verdi.”
“Yaşar Kemal kapıyı açtı, Veliaht ile yolculuk sürüyor”
“Hep elim kalemin bir ucundaydı ama senaryoyla gerçek anlamda tanışmama Yaşar Kemal vesile oldu. Onunla girdiğim kapıdan eşiği, 1980 Fatsa olaylarını Nazillili bir öğretmenin gözünden anlattığım Kanat Sesleri projemin birinciliğe layık görülmesiyle atladım diyebilirim. Ardından Çınar, Türkan Hanımın Konağı ve Gani Müjde’nin ekibinde yer aldığım Gelsin Hayat Bildiği Gibi geldi. Daha sonra dostlarım Harun Korkmaz ve Tunahan Kurt’la birlikte Tretman oluşumunu kurduk. Tabii platformundaki Harman Yeri dizisinin ardından şimdi de Show TV’de yayınlanan Veliahtın senaristlerinden biriyim.
Umarım uzun soluklu bir iş olur. Ama itiraf etmeliyim ki benim bir gözüm hâlâ roman taslaklarımda. Bir gün onları tamamlayıp yayımlamayı, ardından da Nazilli Perşembe pazarında sifon gazozu içmeyi iple çekiyorum.”
